Zaman İçinde Minifigürler: LEGO CMF Serisinin Kısa (Olmayan) Tarihi

Çocukluğumdan beri (özellikle yıl yazmıyorum ki yaşım belli olmasın :))) ) LEGO oyuncaklarıyla oynamanın benim için en keyifli yanı onlara öykü yazmaktı. Bu bunun arkadaşı, bu anne, bu baba, kardeşler, kim ne yapıyor, iyi anlaşıyorlar mı, falan filan. Barbie bebekleri giydirip saçlarını taramaktansa, LEGO minifigürlerime küçük senaryolar yazıp onlarla oynardım. Büyüdükçe (ne yazık ki) bu azaldı. Oynamaktan çok koleksiyon yapmaya yöneldiğim için, yeni minifigürlerim öyküsüz kaldı. Yine de zaman zaman sözlü olarak anlatmaya devam ettim öykülerini.

Bugünki yazıyla başlayacak olan seride, LEGO CMF (Collectable Minifigures) serisinin hem tanıtımı, hem de küçük öyküleri olacak. Şimdiye kadar çıkmış olan 21 seriden seçerek aldığım minifigürlerin hem birbirleriyle, hem de tarihî (ya da uydurma) kişilerle olan bağlantılarını inceleyeceğim. Bir yandan da aksesuarları ve görünüşleriyle ilgili elimden geldiğince bilgi vereceğim. Lisanslı minifigür serilerini (Simpsons, Disney, DC gibi) özellikle dahil etmiyorum, çünkü onların öyküleri zaten var.

Hakkında yazdığım minifigürlerle ilgili bazı bilgileri LEGO Minifigures: Character Encyclopedia kitabından, bazılarını da internet sayfalarından aldım. Figürlerin arasında kurduğum ilişkilerse kimi zaman gerçek tarihsel olaylara dayanıyor, kimi zamansa tümüyle benim uydurmam.

Bu yazı serisini yazarken hem çok eğlendim, hem de pek çok yeni şey öğrendim. Umarım sizin de hoşunuza gider.

Zaman İçinde Minifigürler

Küçükken babamın bana anlattığı öykülerin bazılarını hâlâ hatırlıyorum. Büyük bir kısmı “İnsanlar çooook eskiden mağaralarda yaşarlarmış” diye başlar, ordan da radyonun, bilgisayarın, arabanın icadına kadar gelirdi. Durum bu sefer de çok farklı değil. Çooook (!) eskiden, iki tane minifigür varmış. Mağara adamı ve onun kadını. “İlk önce kadın mı yaratıldı, erkek mi?” sorusunun cevabı onlar için çok basit. İlk olarak Mağara Adamı çıktı, LEGO CMF serisi 1’de, ondan 4 seri sonra, CMF serisi 5’te de Mağara Kadını geldi.

Bu iki minifigür, beraberlerinde getirdikleri aksesuarı ilk kullanan oldukları için gurur duyuyorlar. Her ne kadar benzer bir çivili sopa daha önce Castle temasındaki 3 sette kullanıldıysa da, o bunlardan çok daha büyüktü. Mağara adamının çivili sopası kahverengi, mağara kadını ise koyu kahverengi bir sopa kullanmayı seçmiş. Benzer şekilde saç parçaları da onlara özel. Daha önce saç-sakal kombinasyonu Hagrid minifigüründe kullanılmasına rağmen, ilk kez standart bir minifigür için böyle bir parça yapılmış. Mağara kadınının saçı ise yumuşak plastik, ve ilk kez saça kemik ya da kısa mızrak parçası gibi bir aksesuar takılabiliyor.

Ama burada ben en çok etkileyen ne aksesuarları, ne de saç parçaları. Ben yüz ifadelerine tav oldum. Mağara kadını “Gene ne yaptın?” gibilerinden bakarken, mağara adamı da “Kim, ben mi? Hiiiiç” tarzında bir ifadeye sahip. Ayrıca ilk kez bir minifigürde “tek kaş” görüyoruz.

LEGO CMF
Kadın: Gene ne yaptın?? Adam: Kim ben mi? Hiiiç!

“Mısıır! Taze Mısıııır!”

Aradan kısa bir süre (!) geçmiş, ve ilk çağ insanlarımız Mısırlı olmuş! Evet, üç tane Mısırlı minifigürümüz var, Firavun (LEGO CMF Serisi 2), Mısır Kraliçesi (LEGO CMF Serisi 5) ve Mısırlı Savaşçı (LEGO CMF Serisi 13). Fakat o da ne? Yunan ve Romalı savaşçılar da dünyayı ele geçirmek için hazırlanıyor!! Dilerseniz tarihi akışına bırakmadan önce Mısırlılar’a bir göz atalım.

Hem Mısır Kraliçesi, hem de Firavun makyajlarıyla ve altın mücevherleriyle gayet detaylı minifigürler. Firavunun başlığı ilk kez karşımıza çıkmıyor (Adventurers ve Pharaoh’s Quest temalarında da vardı), ama ilk kez metalik altın renginde görüyoruz. Elinde tuttuğu yılan başlıklı asa ise onun için özel olarak tasarlanmış. Biliyor muydunuz, Eski Mısır’da yılanlar kraliyet ailesini temsil ederlermiş. Dolayısıyla bu yılanlı asa Firavun için mükemmel bir aksesuar. Kraliçeye gelince… onun da bir yılanı var, ama bu sefer bir hayvan aksesuarı olarak gelmiş. Şüpheli olan durumsa, kraliçenin hem görünüşüyle, hem de yanında taşıdığı yılanla tarihte bir yılan tarafından ısırılarak öldürülen başka bir kraliçeye epey benziyor olması…!

Peki ya Mısırlı Savaşçı? Söylentilere göre, kendisi Firavun’un gayrimeşru çocuklarından. Annesi onu korumak için varlığını herkesten saklamış, ama çocuk babasına yakın olmak istediği için büyüdüğünde Mısır ordusuna katılmış. Yetenekleri sayesinde hızlıca yükselmiş, ve şu sırada Firavun’un kişisel korumaları arasında yer alıyor. Görebildiğiniz gibi, gözlerini babasından almış. Ustalıkla kullandığı parlak altın bir kılıcı ve kalkanı var. Kalkandaki resim, Güneş Tanrısı Ra’nın babasının imparatorluğunu koruduğunu simgeliyor.

Her ne kadar iyi bir savaşçı olursa olsun, Firavun’un kesinlikle daha fazla savaşçıya ihtiyacı olacak. Roma İmparatoru hem kraliçeye, hem de Mısır imparatorluğuna göz dikmiş durumda! Komutanları, gladyatörleri, Spartalı savaşçılarının yanında, savaşçı prensesler ve Tanrıça’lar da onun için savaşmaya hazır. Peki Firavun’un elinde ne var? Tek bir savaşçı ve – az daha unutuyordum – bir Mumya (CMF 3) ile bir de Mumya Kraliçesi (CMF 19)! Tamam, mumyalar insanları lanetlemek için iyi olabilir ama, savaş meydanında fazla işe yarayacaklarını sanmıyorum… Hoş bunların ikisinde de olan akrep aksesuarı, akrepleri kontrol edebildiklerine dair bir ipucu olabilir, ki bu da göz ardı edilecek bir şey değil. İlginç bilgi: Mumya Kraliçesi’nin gövdesindeki bokböceği (scarab) mücevheri, Eski Mısır’da sık kullanılan aksesuarlardan biriydi. Mısırlılar, bu böceğin ölümsüzlüğü ve yeniden doğumu simgelediğini düşünürlerdi. Kimbilir, belki birkaç seri sonra Mumya Kraliçesi de yeniden doğar.

Mumya Kraliçesi’nin başlığı, ondan başka sadece Mısırlı Savaşçı’da var. Altın akrep daha önce başka setlerde kullanılmış, fakat Mumya’nın koyu kırmızı akrebi ona özel, ve başka hiçbir sette yok.

Neyse, savaş başlamadan önce bakalım karşılarında kimler var.

Geldim, Gördüm, Yendim

Roma İmparatoru (LEGO CMF Serisi 9). Gayet yakışıklı bir minifigür, ve bir sürü de küçük detaya sahip. Saçıyla başlayalım. Ona özel yapılan bu saç parçası, an itibariyle hâlâ ona özel. Üzerinde altın yapraklardan yapılma bir taç var. Kıyafetindeki işlemeler altın, tabii ki, ne de olsa o bir imparator. Hatta ayağındaki sandaletler bile altın! Elinde taşıdığı bildiri “Veni, Vidi, Vici” kelimeleriyle başlıyor, yani “Geldim, Gördüm, Yendim”. Valla bu bir yerden tanıdık geliyor ama, nerden olduğunu tam çıkaramıyorum. Yüzündeki ifadeye bakılırsa, Mısır İmparatorluğunu ele geçirmekte gayet kararlı.

LEGO CMF 2

Peki, imparatorun arkasında kimler var? Öncelikle Spartalı Savaşçı’yla (CMF 2) başlayalım. İmparator’dan önce sahaya çıkmış olması sizi şaşırtmasın. Firavun’la aynı seride çıkmasının sebebi, Mısır’a casus olarak gönderilmiş olması. Mısır’da kimseye belli etmeden savaşın başlayacağı anı bekledi. Her ne kadar savaşmaya hazır olsa da, yıllarca savaşmadan durmak, yüzünden de görebileceğiniz gibi, onu biraz huysuz yapmış olabilir. Koyu kırmızı tepelikli altın miğferi hem başını koruyor, hem de savaşa ne kadar hazırlıklı olduğunu gösteriyor. Giydiği tunik, taktığı pelerin ve sandaletleri de tepeliği gibi koyu kırmızı. Zırhı ve kalkanı bronz renkli, mızrağı ise gümüş – ama yine de epey ölümcül.

İmparator kraliçeyi gördüğü zaman, ordusunu hazırlaması gerektiğini anladı ve asker toplamaya başladı. Romalı Asker (CMF 6) orduya ilk katılanlardan biriydi. Sadakati ve emirleri yerine getirme huyu onu bu iş için biçilmez kaftan yaptı. Ordunun temelini oluşturacağını bildiğinden, İmparator ona en iyi teçhizatı verdi. Koyu kırmızı dikdörtgen kalkanı ona özel, ve o gün bu gün onun dışında sadece bir minifigürde daha çıktı. Ayrıca kalkanın üzerindeki baskı da, gerçek bir Roma kalkanı üzerindeki desenlerin neredeyse aynısı. Miğferinin de ondan aşağı kalır yanı yok. Romalılar’ın taktığı miğfer temel alınarak tasarlanmış. Eğer istenirse, tepelik takmak için üzerinde yer bile var. Sağlam bir zırhı, süslü bir tuniği ve koyu kırmızı sandalları var. Kabul edelim, İmparator (!) mükemmel askeri yaratmak için epey zaman harcamış!

LEGO CMF 10

Ne yazık ki, emirleri yerine getirme konusunda epey iyi olmasına rağmen, emir verme konusunda pek başarılı değil. İmparator bunun farkına varınca, askerlerin başına Romalı Komutan’ı (CMF 10) getirdi. İlginç bilgi: Romalı Asker çıktığı zaman, LEGO hayranları bir de komutan olsun diye istekte bulunmuşlar. Daha ilk bakışta komutanın herhangi bir askerden farklı olduğunu görebiliyoruz. Nasıl mı? Bir kere traş olmasına gerek yok :) Anlaşılan traş olmak her zaman ordunun ilk gereksinimlerinden biriymiş, ve rütbe yükseldikçe bu gereksinim de azalıyormuş – nerden bilebilirdik ki?

Tabii bir komutanı komutan yapan sadece kirli sakal değil. Askerle aynı miğfere sahip olmasına rağmen, üzerindeki tepelik komutana özel. İlk Castle temasındaki minifigürlerden beri takılabilir tepelik ve tuğlar var, ama bu tasarım ilk kez bu minifigürde karşımıza çıkıyor. Koyu gri zırhı rütbesini bir kez daha öne çıkarıyor, ve pelerini de kurt başlıklı bir tokaya bağlı. Bu kurt başlığı, Romulus’u, yani Roma’nın ilk kralını temsil ediyor. Elindeki gümüş kılıç tek silahı, ama sizin için savaşan mükemmel bir asker varken daha fazlasına kimin ihtiyacı olur ki?

Köleden Savaşçıya

Asker ve komutan gönüllü olarak orduya katılmış olsalar da, bazıları onların sadakatine ve heyecanına sahip değil. Gladyatör (LEGO CMF Serisi 5) ve Romalı Gladyatör (LEGO CMF Serisi 17) gibi. Bu minifigürler, yıllar boyunca arenada savaştı ve bir çok dövüş kazandı. Ama zamanla başkalarının eğlenmesi için savaşmaktan sıkıldılar. İmparator da onlara bir seçenek sundu: Özgürlüklerini kazanmak için orduya katılmak. Savaşın sonucu ne olursa olsun, bu onların son savaşı olacak… *dramatik müzik girer*

Bu arkadaşlar gerçekten çok özel. Gladyatörün başlığı müthiş bir tasarıma sahip, hem çok detaylı, hem de zamanında gerçek gladyatörlerin kullandığı başlıklara benziyor. Üstelik bu kadarla da kalmıyor. Gladyatörden başka hiçbir minifigür şimdiye kadar bu başlığı takmaya hak kazanamadı. Her ne kadar gözlerini kapatıyor gibi gözükse de, üzerindeki boşluklar gözleriyle aynı hizada olduğu için etrafını rahatça görebiliyor. Kullandığı kılıç da ilk başta ona özeldi, ve Romalı Komutan’ın aynı kılıcı kullandığını duyduğunda çok sinirlenmişti. Fakat o zamandan bu yana o kadar çok kişi bu kılıcı kullandı ki, artık çok umursamıyor açıkçası.

Romalı Gladyatör’ün zırhının hafif olması sizi yanıltmasın, kendisi zamanının en çevik savaşçılarından biri. Onun ağır zırhlara, başlıklara ya da kalkanlara ihtiyacı yok. Eline üç uçlu bir mızrak verirseniz en zor düşmanı bile kolayca haklayabilir.

Şimşek Atanlar ve Ateş Püskürenler

En iyileri en sona sakladım: Savaşçı Kadın (CMF 10) ve Savaş Tanrıçası (CMF 12). Bu bayanların Roma İmparatoru’na katılmak için çok ilginç nedenleri var. Söylentilere göre, Savaşçı Kadın aslında bir prensesmiş, inanabiliyor musunuz? Asi karakteri, herşeyi geride bırakıp savaşmayı seçmesine neden olmuş. Buna benzer bir öykü okuduğumu hatırlıyorum ama… neredeydi acaba? Eğer elinde mızrak ve kalkan yerine disk ve kılıç olsaydı… yok yok, olamaz. Kalkanın üzerindeki kartal da tıpkı şey gibi… ama değildir canım. Neyse, hakkındaki tek kesin bilgi, kıyafetinin belli bir tarihi kişi ya da zamandan değil, fantastik film ve kitaplardan esinlenerek yapıldığı. Nereden geliyor olursa olsun, savaşa hazır olduğu her halinden belli!

Savaş Tanrıçası’na gelince… söylentilere göre, aslında savaşmayı hiç sevmezmiş. Bir gün, zavallı bir ölümlü onun güzelliğini Mısır Kraliçesi’ninkiyle karşılaştırma gafletinde bulunmuş. Adamcağızın bir suçu yok aslında. O zamana kadar fazla kadın görmediğinden, kraliçenin güzelliği karşısında resmen büyülenmiş. Ha, bunu neden gidip Tanrıça’ya söyledi, o bilinmez. Bu onun yaptığı son hata olmuş. Ölümlü bir kadının ondan daha güzel olduğunu duyan Tanrıça, zırhını kuşanıp kraliçeyi yok etmek için imparatora katılmış. Tanrılar komik oluyorlar. Eminim imparatorun kraliçeden ne kadar hoşlandığını bilse, durup bir kez daha düşünürdü.

LEGO CMF 12

Tabii Tanrıça olmanın ölümlüleri taşa çevirmekten başka artıları da var. Örneğin başlığını ele alalım, saç ve miğferinin tek parça olduğunu görüyoruz. Biliyorum, son zamanlarda bu tür örnekler epey arttı, ama birkaç yıl öncesine giderseniz, çoğu minifigürün sadece ya saçı ya da başlığı olduğunu görürsünüz. Bu kombinasyonun ilk örneklerinden biri Karayip Korsanları temasında çıkan Jack Sparrow figüründeydi. Ondan sonra, ilk önce diğer lisanslı temalar, sonra da bütün temalar yavaş yavaş bu kombinasyonu kullanmaya başladı. Ama bu parça Savaş Tanrıçası’na özel, üzerindeki beyaz tepelik de öyle. Tıpkı Savaşçı Kadın gibi onun da bir mızrağı ve kalkanı var, ama onun kalkanının üzerinde bir pegasus resmi var, bir Tanrıça’ya yakışır bir hayvan! Kıyafeti de tanrılığının altını bir kez daha çiziyor, altın bileklikler, altın bir kemer, altın iç çamaşırı, ve altın parmak arası terlikler! Tamam, parmak arası terlik belki tanrılığını biraz azaltıyor olabilir ama ne yapabilirim, hatun parmak arası terlik giyiyor!

 

Eveeet, ilk Zaman İçinde Minifigürler yazımızın sonuna gelirken… bir dakika ya… kaç saattir yazıyorum, hepi topu iki tarihi döneme mi değinebilmişim?? Ne yalan söyleyeyim, bu kadar uzun olacağını tahmin etmezdim. Tarih hiçbir zaman en sevdiğim dersler arasında olmamıştır da… acaba o zaman bu figürler olsaydı, tarihe bakış açım değişir miydi?

Neyse, demek ki daha işimiz var. Bu arada bakalım ben yazıyı yazarken neler olmuş.

lego cmf
Tanrıça: Bu kah-fe içeceğini Olimpos’a götürmek gerek. Savaşçı: Offf, çok soğukmuş!!!

 

lego cmf
İmparator: Topu bana at! Firavun: Hayır bana at!! Savaşçı: (N’apıcam ben?!)

 

  1. Bir Mısır Kraliçesi olan Kleopatra’nın, kendini bir yılana ısırttırarak intihar ettiği söylenir.
  2. “Veni, vidi, vici” yani “Geldim, gördüm, yendim” sözününJül Sezar’a ait olduğu düşünülür. Roma Cumhuriyetini Roma İmparatorluğuna dönüştüren, alçak gönüllü bir arkadaş.

Önemli not: Bu yazıda sözü geçen bilgiler çoğunlukla güvenilir kaynaklardan gelmekle beraber, minifigürler arasındaki ilişkiler ve onların öyküleri çoğunlukla yazarın hayalgücünden çıkmıştır. LEGO Grubu’nun bu minifigürler için planladığı öykülerle olan benzerlikler tamamen rastlantıdır.

Önemli not 2: Figür isimleri, kendi resmî isimlerinden Türkçe’ye çevrilmiştir.

Önemli not 3: Yazı içine serpiştirilen linklere tıklayarak gönderme yapılan set-minifigür-karakterlere ulaşabilirsiniz.

 

Mumya ve Mumya Kraliçesi dışında bütün tekli minifigür resimleri Brickset sayfasından alınmıştır. Grup resimleri yazara aittir.

Kimisi çocukken Barbie bebeklerle oynar, kimisi de LEGO minifigürleriyle küçük dünyalar kurup, bu dünyaları büyüyünce de korumaya devam eder. Sanırım benim hangi gruba dahil olduğum belli :)

Bir yorum yazın

Back to Top