Günümüzde renkli plastik tuğlalarla eğlenceli dünyalar kurmak, LEGO oyuncakları ile büyümüş birçok kişinin ortak keyfi. Ancak, LEGO Şirketinin hikayesinin ahşap oyuncaklarla başladığını biliyor muydunuz? Bu yazıda sizlerle, LEGO Şirketinin renkli plastik dünyasına geçişinden önceki ahşap ve diğer unutulmuş oyuncaklarını ile birlikte şirketin erken tarihine dair bilgiler paylaşacağım.
Her şey yetenekli bir marangoz olan Ole Kirk Kristiansen’in 1916 yılında küçük bir Danimarka kasabası olan Billund’da bulunan Ahşap İşleme ve Marangozluk Atölyesini (Billund Maskinsnedkeri og Tømreforretning) alması ile başladı. Atölye o zamanlarda daha çok kapı, pencere, mutfak dolapları, çekmeceler vb. gibi genel ev ürünleri üzerine üretim yapmaktaydı. Ole Kirk için kaliteli zanaat her zaman çok önemliydi ve o zamanlar için bile atölyesinden çıkan her üründe bunu yansıtmaya çalışıyordu.
Atölye o dönemde genellikle çiftçilere ve küçük toprak sahiplerine hizmet veriyordu. Ancak 1929‘da New York’taki Wall Street çöküşüyle birlikte ortaya çıkan ekonomik kriz sonucu müşteriler marangozluk işleri için ödeme yapamaz hale geldi. Bu durumdan ciddi bir şekilde etkilenen Ole Kirk’ün işleri giderek azaldı ve 1931 yılında atölye son çalışanına da veda demek zorunda kaldı. Bu zor zamanlar, Ole Kirk Kristiansen’in yaşamındaki bir dönüm noktasıydı. Her zaman olaylara pozitif bakış açısı dikkat çeken Ole Kirk, elinde kalan tahta stoğu ile oyuncak üretimine geçmeye karar verdi ve bu karar dünya çapında bir başarıya dönüşecek olan temellerin atılmasına yol açtı.
1932 yılında yeni bir firma kuran Ole Kirk Kristiansen, kumbara, çekme oyuncaklar, arabalar, kamyonlar ve evler gibi ahşap oyuncaklar yapmaya başladı. Fakat ekonominin durumu nedeniyle yaptığı ürünler umduğu kadar satılmıyordu, satılanlar da yeterince kârlı değildi. Bu süreçte eşini kaybeden Ole Kirk, dört çocuğu ile geçinebilmek adına bölgedeki çiftçilerle bazen oyuncakları karşılığında yiyecek ticareti yapıyordu. İşleri sürdürebilmek adına oyuncakların yanı sıra kullanışlı mobilyalar da üretmeye devam etti.
1930’ların ortasına doğru oyuncak üretimine daha fazla odaklanma kararı alan Ole Kirk, 1934’te şirketin ismini değiştirme kararı aldı. Danca “İyi Oyna (Play Well)” anlamına gelen “Leg Godt” ifadesinden esinlenerek, günümüzde hepimizin bildiği LEGO ismini oluşturdu.
Günümüzde plastik parçalar ile dünyanın en büyük oyuncak markası olarak tanıdığımız LEGO Şirketi, 1935 yılında Ole Kirk’ün marangozluk tutkusunun bir ürünü olarak karşımıza ahşap bir ördek oyuncağı çıkardı. Bu küçük ördek, LEGO markasının oyuncak serüvenine başlangıcıydı. LEGO markasının ilk ürettiği oyuncaklar arasında yer alan ahşap ördek oyuncağı, aynı zamanda günümüzde LEGO tarafından üretilen ahşap oyuncakların en popülerlerinden biri.
Bu popülerliğin temelinde, LEGO Şirketinin kalite ve özveri mirasını yansıtması yatıyor. Sadece bir oyuncak olmanın ötesinde, bu ahşap ördek, şirketin köklerine saygı göstererek, Ole Kirk’in “Sadece en iyisi yeteri kadar iyidir (Det Bedste er Ikke for Godt)” anlayışını günümüze taşıyan güçlü bir sembol haline geldi.
Kaliteye olan bağlılığını her zaman ön planda tutan Ole Kirk, üretimi daha etkili hale getirebilmek ve kaliteyi artırabilmek adına her türlü yeni teknolojiye büyük bir ilgi duymuştu. Bu tutku, 1937 yılında Ole Kirk’ün ahşap oyuncakların kalitesini yükseltmek amacıyla bir döküm makinesi satın almasıyla somutlandı. Bu kapsamda hem finansal hem de üretim açısından önemli bir yatırım gerçekleştiren LEGO Şirketi, yeni ürün çeşitliliğini arttırmaya yönelik büyük bir adım atmış oldu.
Yatırımlar ve yeni çalışanların şirket bünyesine katılmasıyla 5 yıl süren güzel bir büyüme dönemi geçiren LEGO Şirketi, 1942 yılında büyük bir felaket ile karşılaştı. Fabrikada çıkan büyük bir yangın ile neredeyse iflasın eşiğine gelen Ole Kirk, bu yıkıcı olay sonrası üretime bitirmeyi bile düşünmüştü. Bu zorlu dönemde, şirketin neredeyse iflasın eşiğine gelmesine rağmen, Ole Kirk’in kararlılığı ve Vejle Bankası’nın yardımsever tutumu, LEGO Şirketinin geleceğini sağlam bir temel üzerine inşa etmesini sağladı.
1932 ile 1947 yılları arasında yalnızca ahşap oyuncaklar üreten LEGO, 1947 yılında tarihi için önemli bir karar alarak bizi plastik oyuncaklarla tanıştırdı.
Ole Kirk’ün Kopenhag’da bir fuarda tanıtımını görerek, satın aldığı enjeksiyon kalıplama makinesi ile şirket, plastik çağına adım atarak oyun dünyasında yeni bir dönemi başlattı. Bu karar, sadece bir malzeme değişikliği değil, aynı zamanda LEGO Şirketinin geleceğini şekillendiren bir adım oldu diyebiliriz. Ahşap oyuncakların ötesinde renkli, çeşitli ve daha esnek plastik oyuncaklar da şirket portföyünde yerini aldı.
Şirket, enjeksiyon kalıplama makinası ile plastik üretim sürecine geçiş yapmıştı ve bu süreç, LEGO Şirketinin tarihinde önemli bir kilometre taşıydı. Enjeksiyon makinası ile farklı ürünler deneyen şirket, 1949 yılında inanılmaz bir dönüşüm başlattı ve piyasaya “Otomatik Bağlama Tuğlaları (Automatic Binding Bricks)” adı altında ilk primitif plastik tuğlaları sundu.
Bu tuğlalar, adeta günümüzdeki LEGO tuğlalarının ilkiydi. Henüz primitif olarak nitelendirilebilecek bu parçalar, gelecekteki oyun setlerinin temelini oluşturacaktı. “Otomatik Bağlama Tuğlaları” ile başlayan bu serüven, zaman içinde mükemmelleşecek ve dünya çapında çocukların hayal dünyasını şekillendirecekti.
II. Dünya Savaşı sonrasında ahşap malzemenin zor bulunabilir hale gelmesi ve plastik teknolojisinin yükselmesi, LEGO Şirketinin üretim odaklarını değiştirmesine yol açtı. Artan plastik teknolojisi, şirketi plastik oyuncaklara daha çok odaklanmaya yönlendirdi.
Otomatik Bağlama Tuğlaları nispeten başarılı olsa da, başlarda LEGO Şirketi tarafından satılan en popüler plastik oyuncak olmadı. Bu ünvan, Ferguson Traktörü’ne gidiyordu.
1951 sonbaharında, LEGO Şirketinin oyun dünyasına getirdiği bir başka inovatif ürünle tanıştık. Plastikten yapılmış küçük ölçekli bir Ferguson traktörü, piyasaya sürüldü ve hem bir yapı seti olarak, hem de tamamlanmış bir model olarak müşterilere sunuldu. Bu yeni ürün, sadece LEGO oyun setleri arasında değil, aynı zamanda tamamlanmış modeller arasında da önemli bir başarı elde etti.
1952 yılına gelindiğinde, LEGO Şirketinin plastik ürünleri, ahşap ürünleri geride bırakarak daha yüksek satışlar elde etmeye başladı. Bu dönüşümün arkasındaki iki temel etken ise Otomatik Bağlama Tuğlaları ve Ferguson Traktörünün elde ettiği büyük başarıydı.
LEGO parçalarına olan ilgiyi artırmak amacıyla yeni fikirler arayan Ole Kirk’in oğlu Godtfred Christiansen, LEGO Tuğlalarını bir oyun sistemine entegre etme kararı aldı. Bu tuğlaların, birbirine bağlanabilen bir dizi ürünün temelini oluşturacağı bir sistem hayal etti. Ve nihayet 1955 yılında, LEGO Şirketi tarafından üretilen ilk sistem, Kasaba Planı olarak adlandırılarak piyasaya sürüldü.
Ancak, bu dönemde kullanılan LEGO tuğla tasarımı, istikrarlı modellerin oluşturulmasını kısıtlıyordu. Godtfred, bu sorunu çözmek için 1958 yılında yeni tasarlanmış LEGO tuğlaları için bir patent başvurusu yaptı. Bu yenilik, LEGO tuğlalarını bugün bildiğimiz formuyla tanıtmış ve yaratıcılığın önünde yeni kapılar açmıştı.
Keyifli bir bilgi: 1958 yılında üretilen LEGO tuğlaları ile günümüzdeki LEGO parçalarının birbiriyle uyumlu olduğunu biliyor muydunuz? Yani bu küçük plastik parçalar zamana meydan okuyan bir tasarım ve kaliteye sahipler.
1960 yılında, şirketin fabrikasının bir kısmının yanması, LEGO Şirketi için zor bir karar anını beraberinde getirdi. Bu durum, Godtfred Kirk Christiansen’a ahşap oyuncak üretimine devam etme ya da sınırsız oyun potansiyeli ve popülaritesi giderek artan plastik tuğlalara tamamen odaklanma arasında bir seçim yapma arasında bıraktı. Godtfred Kirk Christiansen’ın kararı, şirketin ahşap oyuncak üretimini yangın sonrası durdurma ve gelecekte tüm dikkatini LEGO tuğlasına ve LEGO Oyun Sistemine verme yönünde oldu. Bu karar, LEGO Şirketinin gelecekteki başarısını şekillendirecek olan başka önemli bir adımdı.
LEGO Şirketinin kökenleri, Ole Kirk Kristiansen’in zorluklarla dolu ama kararlı bir girişimci olarak yola çıkmasıyla başladı. Ahşap oyuncaklardan, otomatik bağlama tuğlalarına, ardından plastik tuğlalara uzanan bu yolculuk, şirketi dünya çapında bir oyuncak devine dönüştürdü. Ole Kirk Kristiansen’in vizyonu ve oğlu Godtfred Kirk Christiansen’in liderliği, LEGO Şirketinin eşsiz ve kalıcı başarısını şekillendiren temelleri attı. Bu hikâye, sadece oyuncakların değil, aynı zamanda bir aile işinin ve yaratıcılığın evriminin de bir hikayesi oldu…
Resim kaynakları:
LEGO Patent resmi The Brothers Brick, Kasaba Planı ve İtfaiye Arabası resimleri The Rambling Brick, Ahşap Ördek ve tabela resmi New Elementary sayfalarından alınmıştır. Geri kalan tüm resimler lego.com sayfasındandır.
LEGO, çocukluğumdan beri hayatımda önemli bir yer tutuyor, ancak 2020'de bu tutkumun peşinden gidip bir koleksiyoncu olmaya karar verdim. Son beş yıldır kendi LEGO şehrimi inşa ediyor ve mümkün olduğunca çok set toplamaya çalışıyorum. LEGO setleri biriktirmenin yanı sıra, LEGO Grubunun tarihini ve perde arkasındaki hikayelerini de keşfetmekten büyük keyif alıyorum. Bu nedenle en sevdiğim temada "LEGO House Exclusives" serisi diyebilirim. Ayrıca Modüler Binalar ve Star Wars temalarına da özel bir ilgim var. LEGO hobisinin dışında seyahat etmekten ve Formula 1'i takip etmekten de hoşlanıyorum.