LEGO Inside Tour: Ömür Boyu Hatırlanacak Bir Macera – Bölüm 4

Muhteşem ve LEGO dolu ilk günün ardından, ikinci Inside Tour gününe başlamaya hazır mısınız? İlk günün tur programı daha çok LEGO Grubunun tarihi üzerine yoğunlaşmıştı. İkinci gün ise temamız LEGO parçalarının teknik kısmıydı: Bugün fabrikayı gezecektik!

Önceki yazının sonunda, ilk günün akşamında yaptığımız tasarımları akşam odamızda tamamlamamıza izin verdiklerini söylemiştim. Bu yüzden kimse tasarımını akşam teslim etmedi. Dolayısıyla güne otelin resepsiyonuna tasarımlarımızı teslim ederek başladık. Daha sonra görevliler bu tasarımları akşamki etkinlik için otelde bulunan konferans alanına götürecekti.

Tasarımları resepsiyona teslim ettikten sonra saat sekiz buçuğa doğru otelin lobisinde LEGO Evi ekibiyle buluştuk. Dünün yoğun takvimi ve gece çoğu kişinin tasarımı üzerinde çalışması nedeniyle ekipte hafif bir yorgunluk havası vardı. Herkesin yaptığı tasarımı resepsiyona teslim ettiği kontrol edildikten sonra, sonra LEGO Evi’ne doğru yola çıktık. Doğrudan forum odasına geçip, güne burada bir sunumla başlayacaktık. Forum odasında bizi günün planı bekliyordu.

LEGO Inside Tour

LEGO parçalarının perde arkası

Bugün fabrika turu günü olduğunu belirtmiştim, ancak fabrikaya gitmeden önce, LEGO parçalarının arkasındaki mühendisliği öğrenmek amacıyla Søren Jensen tarafından yapılan bir sunuma katıldık. Açıkçası sunum benim çok hoşuma gitti. Ne yazık ki sunum sırasında fotoğraf çekmek yasaktı, bu yüzden sizlerle sunum içinden paylaşabileceğim bir fotoğraf bulunmuyor. Sadece fotoğraf çekmenin yasak olduğundan bahsedilmeden hemen önce bir kare çekme şansım oldu.

Sunumda bir LEGO parçasının tasarımı, parça için kullanılacak kalıbın tasarımı, LEGO parçalarının ham maddesi, kalıp içine plastiğin nasıl enjekte edildiği, hatta enjeksiyonun bir simülasyonu ve parçaların kalıp makinesine nasıl itilip çıkartıldığına dair bölümler vardı. Søren, hepsi için neden güncel metotları kullandıklarını olabildiğince detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştı. Ayrıca her gün yeni bir yöntem/tasarım denediklerini ve hâlâ o mükemmel son hali kovaladıklarından da bahsetti.

Benim gözümde inanılmaz detaylı ve güzel bir sunumdu. Hatta Søren her kısım için fiziksel bir ürün bile getirmişti! Anlatırken hepsini sırayla çıkarıp incelememiz için bizlere verdi.

Kalıplar ve kalıp makineleri

Ürünlerin arasında en sevdiğim, getirdiği küçük örnek kalıp makinesi oldu. Benzer sunumlarda kullanmak adına biraz değiştirilmiş olsa bile etkileyici duruyordu. Örnek olarak bir tık daha komplike bir kalıp seçmişlerdi. İki eksenli olan kalıp, yan tarafta görebileceğiniz minifigür kaskını üretmede kullanılıyordu. İki eksenli olmasını belirtme amacım plastiğin şekil alması için kalıbın kapatılıp, plastiğin sıkıştırılması gerekiyor. Sıkıştırıldıktan sonra da ürünün içinden alınması içinde geri açılması gerek. Hem bundan hem de parçanın şeklinden dolayı komplike bir yapı ortaya çıkıyor. İlgili kask parçasını sunum sırasında kalıp ile eşleştirmek için sırayla elden ele gezdirdiler, fakat bizlere birer tane hediye edilmedi. Ben de hatıra olması adına Türkiye’ye dönünce ilk olarak doğrudan o kalıbın parçasını alıp, LEGO Inside Tour eşyalarımın arasına koydum.

Ürünün kalıbın içinden alınma kısmı makina tarafından otomatik yapılıyor. Yukarıda bahsettiğim gibi, kalıp içinde daha yeni şekil almış bir ürünü zarar vermeden en ideal şekilde nasıl çıkarttıkları da sunumda anlatılanlar arasında yer alıyordu. Örneğin eğer kutudan yeni çıkmış bir parçaya bakarsanız, dışarı itilirken ortaya çıkan izler az da olsa belli oluyor.

Aşağıda ilk fotoğrafta daire içine aldıklarım parçanın makine tarafından kalıptan dışarı itildiği yerler. Parçalar halen tam soğumadığı için kalıptan itilirken plastikte iz oluşturuyor. Normalde itilme işlemi her iki taraftan da yapılmakta, fakat izleri fotoğrafta gösterebilmek için kamerayı sadece sol taraftakilere odaklayabildim.

Buna ek olarak parçaların içindeki yazıların anlamı ve kalıplarının bakımı hakkında da bir bölüm vardı. İkinci fotoğrafta iki tane numara göreceksiniz. Burada “3001” parçanın kodunu temsil ederken, diğer numara kaç numaralı kalıbın kullanıldığını gösteriyor. Zamanla kalıplarda aşınma olduğu için eskilerinden kurtulup yeni kalıplar kullanılıyor. Böylece yeni kalıbın numarası daha yüksek bir sayı oluyor. Bu numaradan yararlanarak, aynı iki parçanın içine bakınca hangisinin eski, hangisinin daha yeni üretildiğini anlamak mümkün.

Sunumdan sonra, fabrikaya geçmeden önce hepimize çok güzel iki hediye daha verildi: İçi LEGO parçalarının hammaddesi olan plastik granüllerle dolu bir sandık ve bir adet küçültülmüş kalıp makinesi modeli! Bu iki parçanın koleksiyonumdaki yeri kesinlikle ayrı olacak diyebilirim.

LEGO Inside Tour

Fabrikaya gidiyoruz!

Sunum sonrası hep beraber bir otobüse atladık ve fabrikaya doğru yola çıktık. Otobüs ile yaklaşık 10 dakika süren bir yolculuktan sonrası LEGO Grubunun Kornmarken fabrikasına ulaşmıştık. Fabrika kapsamında etrafta inanılmaz fazla bina bulunuyordu. Fabrikayı büyütmek adına bir yanda da devam eden inşaatları görmek de mümkündü.

Daha önceden varmış ama şu anda Kornmarken fabrikasında set paketlemesi maalesef yapılmıyor, sadece parça üretimi mevcut. Daha sonra parçalar Çek Cumhuriyeti’ndeki fabrikaya gönderiliyor ve orada setler için paketleme işlemi yapılıyor. Parçaları Çek Cumhuriyeti’ne kara yolu ile taşıdıklarından bahsettiler. Bu yüzden etrafta çok fazla hareket halinde tır ve tır dorsesi görmek de mümkündü.

Fabrikanın içine gelirsek… yine tur sırasında telefon yasak olduğu için maalesef fazla fotoğraf çekme imkânım olmadı. Sadece fabrikanın dışında ve lobinin içinde hatıralık birkaç tane fotoğraf çekebildim. İkinci fotoğrafın sağına bakarsanız orada bir koridor göreceksiniz. Orası üretim alanına giden kapıların olduğu koridor. Lobide fotoğraf çektikten sonra üretim alanına doğru yol aldık ve artık yanımızda akıllı bir cihaz bulundurma iznimiz yoktu.

LEGO Inside Tour

YouTube’da fabrikanın LEGO Grubundan alınan özel izinle çekilmiş videoları var. Eğer içini merak ediyorsanız, ilgili videoları izleyebilirsiniz. Ancak canlı görmek tabii ki bambaşka.

Kalıp makinesi odaları

Tur kapsamında öncelikle bizi içinde 30 tane kalıp makinesi bulunan bir odaya götürdüler. Bu odaların hepsi bir modül olarak geçiyor, bizim uğradığımız 9 numaralı modüldü. Fabrikada toplamda 16 tane modül varmış. Hepsinde aşağı yukarı benzer sayıda kalıp makinesi bulunduğunu düşünürsek bu da aynı anda 500 farklı tür parçanın üretilebileceği anlamına geliyor. Evet, katılımcılar olarak hepimiz aynı düşüncedeydik, bu sayı az değil mi? Tur rehberimiz de benzer bir fikri vurgulayarak diğer fabrikalara kıyasla buranın oldukça küçük olduğunu ve bu nedenle büyütme çalışmalarının yapıldığını belirtti. 500’ün kulağa az geldiğine bakmayın, 500 makina saniyede 1500’de daha fazla parçaya denk geliyor! Ayrıca makineler 7-24, 364 gün boyunca aralıksız çalışıyorlar. Matematiğini yapacak olursanız bu epey fazla parça demek.

Neden 365 gün değil diye sorarsanız, işte cevabı: Yılda sadece bir gün, her şey kapatılıyormuş. O gün, LEGO Grubunun yıllık Oyun Günü (Play Day) olarak ilan edilmiş. Yanlış hatırlamıyorsam, bu etkinlik bu sene 15 Temmuz’da gerçekleşecek. Bu günü tüm LEGO çalışanlarının bir araya gelerek birlikte eğlenmeleri için ayırmışlar.

Tur rehberimiz biraz etrafı anlattıktan sonra bulunduğumuz modülü gezmek için bize zaman tanıdı. Modülde üretilen parçalar arasında aklımda kalan ilk parça, brick separator oldu. Ne kadar sıradan ve her sette olan bir parça olsa da, çıkış noktasını görmek güzeldi. Belki üretimini gördüğüm parçalardan biri bana denk gelir, neden olmasın? Aklımda kalan ikinci parça ise yeni gül buketi setinden çıkan güllerin kırmızı yapraklarıydı. Hatta gözümüzün önünde, büyük bir kutudan o parçaları geri dönüşüme döktüler; sanırım bir üretim hatası olmuş. Bir kutu dediğime bakmayın, muhtemelen içinde binlerce parça vardı. Burada çöp demiyorum, geri dönüşüm diyorum çünkü her fazla atık veya yanlış parçayı tekrar öğütüp plastiklerini yeniden kullanmaya özen gösteriyorlar.

Parçaları döktükleri geri dönüşüm kutusunda biz koleksiyoncular için özel sayılabilecek üretim hatalı ve farklı renkler karışmış parçalar da bulunuyordu, doğrusu elimi uzatıp bir tane almamak için kendimi zor tuttum. Ancak herhangi bir şeyi ellemememizi söyledikleri ve özel bir talimat verildiği için bir şey alamadım. Ancak o kutudaki parçaların cazibesi hala aklımda…

Depolama alanı

Üretim modüllerinden birini gezdikten sonra parçaların depolandığı alana geçtik. Buradaki deponun kapasitesinin 456.000 kutu olduğunu söylediler! Kutu dediğime bakmayın 10, 15 ve 20 kg’lık kutulardan bahsediyorum. Yani her kutunun içinde binlerce parça var. Bu da depoda milyarlarca parça olduğu anlamına geliyor. Parçaların üretim odalarından depoya gittiği yolu da görme şansımız oldu. Bunun neden önemli olduğunu merak ediyorsanız, bu kutuları taşıyan arabalar o yolu kullanarak sanki bir otobandaymış gibi hareket ediyorlardı. Bazen durup bekliyorlar, bazen de hızla ilerliyorlardı. Hoşuma giden bir sistem olduğu için bahsetmeden geçmek istemedim.

Fabrikanın içinde fotoğraf çekmek yasak olsa da, günün ilerleyen bölümünde kartpostal alma fırsatımız oldu. Fabrikanın kartpostallarını da aldım. Bu kartpostallarda bulunan fotoğraflar tam da gezdiğimiz yerleri vurguluyordu. Soldaki fotoğraf, modül odalarının içinden çekilmiş bir kare, sağdaki ise bahsettiğim depolama sisteminin bir bölümü.

Depolama sistemini de gördükten sonra fabrika turunu tamamlamış olduk. Fabrikadan çıkarken hatıra olması için özel yazılı bir tuğla parçası hediye ettiler. Ayrıca, içeri girerken kullandığımız kartlarımızı da saklamamıza izin verdiler.

Verilen tuğla parçası ve giriş kartım da koleksiyonumda saklayacağım güzel bir hatıra oldu.

LEGO Kampüsü

Sonrasında otobüse binerek LEGO Kampüsü’ne doğru yola çıktık. Kampüsün önünde bir grup fotoğrafı çektirdikten sonra, herkese içeri giriş için bir kimlik verildi ve içeri girdik. Kampüs aslında tasarımcıların setleri tasarladıkları yer değil; onlar, yolun karşısındaki binada bulunan Innovation House (İcat Evi) adlı binada çalışıyorlar. Tur kapsamında buraya gitme fırsatımız maalesef olmadı. Sebebi ise içeride her şeyin özel kapalı odalı bir sistemle ayrılmış olmasıymış. Yani dediklerine göre gitsek bile sadece duvarları görecekmişiz. Zaten binayı görmeniz lazım; dışarıdan tamamen siyah bir bina olarak gözüküyor. Dışı tamamen cam olsa da karartma uygulanmış ve içeriyi görmek imkansız. Billund’daki en korunaklı yer diyebiliriz.

İdari işlerin yanında genel toplantıların da kampüste yapıldığını söylediler. Yani bu binada çalışmasalar bile içeride birkaç farklı tasarımcıyla karşılaşmak mümkün. Ben LEGO Masters yarışmasına katılan ve daha sonra tasarımcı olan David Guedes ile kampüsün içinde tanışma fırsatı buldum.

LEGO Inside Tour

Burada yazıya ufak bir ara vereceğim. Hazır göstermişken elimdeki ördek setinin de, benim için ayrı özellikte bir hatıra olduğundan bahsetmek istedim. Tüm gezi boyunca seti yanımda taşıdım ve her tanıştığım tasarımcıya imzalattım. Bu sayede koleksiyonumda saklayacağım çok özel bir parça haline geldi.

Kampüse geldiğimizde saat 12’yi biraz geçmişti. Bu nedenle kampüsü tam olarak gezmeden doğrudan öğle yemeğine geçtik. Kampüs içinde çalışanların da kullandığı kafeteryada öğle yemeğimizi yedik. Masaya tur katılımcıları olarak oturmuş olsak da öğle yemeği saati olduğu için etrafımız LEGO çalışanlarıyla doluydu. Yemek sırasında etrafa biraz bakındım ama maalesef fotoğraf çektirebilecek veya tanışabilecek bildiğim birini göremedim.

Modeller ve kartpostal duvarı

Yemekten sonra kampüsü gezmemiz için serbest vakit tanındı. Tabii çoğu yere giriş kartla olduğu için her yere giremedik, ama ana alanda dolaşma fırsatı bulduk. LEGO kampüsünde olduğumuz için her yerde LEGO modelleri vardı tabii ki! En güzelleri ise büyük Bugatti ve Peugeot model arabalarıydı diyebilirim. Bildiğim kadarıyla ikisi de İstanbul’da bulunan Akasya AVM’de bir süre de sergilendiler. Fakat oradayken görme fırsatım olmamıştı, böylece burada denk gelmiş olduk. Bunların yanında etrafta bir sürü başka model daha vardı.

Dikkatimi çeken bir diğer alan ise kartpostal duvarı oldu. Koca bir duvarı kartpostallarla doldurmuşlar ve istediğiniz kadar alabiliyorsunuz. Buradan beğendiğim birkaç tanesini almadan geçemedim. Genel olarak LEGO Grubunun tarihini vurgulayan ve sergileyebileceğim birkaç kartpostalı çantama attıktan sonra üst katlarda biraz dolaştım.

Çalışan Mağazası!

Ve sonunda herkesin beklediği bir etkinliğe geçiş yaptık: Çalışan Mağazası. Normalde sadece çalışanlar için özel olan mağazada her şey normal mağaza fiyatından %50 ve hatta bazı ürünler daha fazla indirimliydi. LEGO Inside Tour kapsamında biz geleceğimiz için özel bir hazırlık bile yapılmıştı. Tek limit, kişi başı aynı setten en fazla iki tane alınmasıydı. Ek bir güzellik olarak tur kapsamında herkese LEGO Grubu tarafından evine kargolanmak için bir adet büyük boy koli verildi ve içini istediğimiz gibi doldurabileceğimiz söylendi. Kolinin tüm kargo masrafları LEGO Grubuna ait olacaktı. Tabii ki koli dışında yanımıza istediğiniz kadar set de alabilecektik. Herkesin kutusu için bir alan ayarlanmıştı ve geriye sadece içeri saldırmak kalmıştı. İçerisi o kadar etkileyiciydi ki nasıl anlatacağımı bilemiyorum… Maalesef fotoğraf çekmek yasak olduğu için fotoğraf paylaşamıyorum, ama fiyatlar gerçekten inanılmazdı. İnsanın her şeyi alası geliyordu.

LEGO Inside Tour

Normal setlerin yanı sıra, son zamanlarda çıkmış bütün GWP’leri de içeride satışta bulmak mümkündü. Önceden bunu bildiğim için gelirken yanıma fazladan boş bir bavul ve çanta almıştım, fakat tahmin edeceğiniz üzere yetmedi tabii…

Öncelikle kafamda olan setleri reyonlardan topladım ve kolimin olduğu alana getirdim. Ardından kolideki boşluğu en iyi şekilde değerlendirmek için setleri düzenlemeye çalıştım. Setleri koliye yerleştirdikten sonra ödemesini yapıp koliyi teslim ettim. Sonrasında geriye kalanları gözden geçirdim ve yanıma daha fazla alabileceğimi düşünerek bir tur daha mağazayı gezdim ve eklemeler yaptım. Her set, bizim için bir fırsattı çünkü her şey inanılmaz uygun fiyatlıydı. Bu arada geziye Avrupa’dan arabayla gelenler için kısaca dünyaları aldılar diyebilirim! Kendi alışverişimi tamamladıktan sonra setleri otele taşımak için bize ayarlanan otobüse götürdük. Fakat aklım hâlâ mağazadaydı… Tekrar mağazaya dönüp ufak bir alışveriş daha yapmış olabilirim…

Şu sırada satışta olan büyük setlerden istediklerimin hepsi bende olduğu için alanımı biraz GWP’ler için harcadım. Bu yazıyı yazdığım sırada koli elime geçmişti, dolayısıyla aldıklarımı aşağıda görebilirsiniz.

Not: İkinci resimdeki parçalar ve figür kutuları bu mağazadan alınmadı

Yaklaşık olarak iki saat mağazada vakit harcadıktan sonra aldıklarımızla beraber otele geçiş yaptık. Otele vardığımızda sıradaki etkinlik için yaklaşık 1.5 saatlik bir boşluğumuz vardı.

Akşam etkinliği

Yarın turun son günü olduğu ve gün boyu tur kapsamında etkinlikte olacağımız için otelde ekstra bir gece daha kalmayacakların sabah çıkış yapması istenmişti. Ertesi sabah otelden çıkış yapıp, sonrasında turun son gününe devam edecektik. Bundan dolayı ben de o boş vakti aldıklarımı paketlemekle geçirdim. Daha sonra ise akşam altıya doğru sıradaki etkinlik için hazırlanıp, otelin konferans odasında katılımcılar ve tasarımcılarla buluştum.

Günün son etkinliği, dün tasarladığımız setler için bir ödül gecesi yemeği olacaktı. Konferans odasına girdiğimizde, herkesin sabah teslim ettiği tasarımlarının bir masaya dizilmiş olduğunu gördük. Bir önceki yazıda bahsettiğim kemerin dışında, her kategori için bir kupa da getirilmişti.

LEGO Inside Tour

Etkinlik kapsamında bir önceki gün tanıştığımız tasarımcılarla birlikte oturarak yemek yedik. Gece boyunca çeşitli oyunlar ve sunumlar yapılarak sırayla her kategorinin kazananı açıklandı. Hatta bir tane daha henüz halka tanıtılmayan bir set de bize özel tanıtıldı. Yukarıdaki fotoğrafta ödül kategorilerini görebilirsiniz. Toplam 6 kategori vardı: En iyi fikir, en iyi parça kullanımı, en iyi fonksiyon, en iyi hikâye, en iyi genel tasarım ve sürpriz bir kategori, muhtemelen kemer için. Fakat ödüllere geçemeden önce yemek kısmından da bahsetmek istiyorum. Çünkü yemek için patates kızartmalarını LEGO parçaları şeklinde yapmışlardı, LEGO teması tam anlamıyla devam ediyordu!

Yukarıda bahsettiğim gibi, gece boyunca sırayla araya başka sunum ve etkinlikler alınarak her kategori için adaylar açıklandı ve tasarımcılar tarafından kupalar kazananlara verildi. Ben de yaptığım modelle en iyi fonksiyon kategorisinde bir kupa kazandım. Kesinlikle unutulmaz bir anı oldu diyebilirim.

Ödülle birlikte önceden bahsettiğim imzalı ördeğimi yan yana sergilediğim için fotoğraf olarak da ikisini beraber paylaşmak istedim. Ek olarak ödülü kazananı açıkladıkları kağıtları da bize vermişlerdi.

Yukarıda paylaştığım 5 büyük kupa, 5 kategori için dağıtıldı. Kupaların önünde yer alan küçük sınav kupaları da kupa alamayan katılımcılar arasından seçilen birkaç kişi arasında yapılan bir tarih sınavcığı kapsamında dağıtıldı. Böylece geriye sadece kemer ödülü kalmıştı. Bu noktada üzücü bir haber aldık: O kemer bizler için değilmiş. Katılımcılar arasında bulunan ailelerde üç çocuk vardı. Onların üçü arasında yapılan bir yarışma sonrası kazanan çocuğa verildi. Ne kadar kupa almış olsam da o kemer kesinlikle sadece benim değil herkesin aklında kaldı! Ben de sadece çıkmadan bir fotoğraf çektirmekle yetindim. Geceden anı olarak kalması için, herkese LEGO Inside Tour özel tuğlası ile bir kupa parçası da hediye edildi.

LEGO Inside Tour

Ve bir gün daha biter!

Gecenin sona ermesiyle birlikte ikinci LEGO Inside Tour gününü de tamamlamış olduk. Bir önceki güne göre daha az etkinlik dolu bir gün olsa da, o yoğunluktan sonra bugünün biraz daha rahat geçmesi iyi oldu. Tasarımcılarla yemek ve yapılan etkinliklerle çok tatlı bir akşam geçirmiştik. Geceden son bir anı daha paylaşayım: Tasarımcılar masalara dağıldığı için hepsi kendine ait özel bir ürün getirmişti. En çok hoşuma ise yan masamızda bulunan Vespa’lar oldu. Vespa setine ait üretim öncesi diğer tasarımları getirmişlerdi.

Ve ikinci günün de sona ermesiyle yazımızın dördüncü bölümünü de tamamlamış olduk… Beşinci yazımızda, son LEGO Inside Tour günü ile devam edeceğiz. Görüşmek üzere!

 

Tüm resimler yazara aittir.

LEGO, çocukluğumdan beri hayatımda önemli bir yer tutuyor, ancak 2020'de bu tutkumun peşinden gidip bir koleksiyoncu olmaya karar verdim. Son beş yıldır kendi LEGO şehrimi inşa ediyor ve mümkün olduğunca çok set toplamaya çalışıyorum. LEGO setleri biriktirmenin yanı sıra, LEGO Grubunun tarihini ve perde arkasındaki hikayelerini de keşfetmekten büyük keyif alıyorum. Bu nedenle en sevdiğim temada "LEGO House Exclusives" serisi diyebilirim. Ayrıca Modüler Binalar ve Star Wars temalarına da özel bir ilgim var. LEGO hobisinin dışında seyahat etmekten ve Formula 1'i takip etmekten de hoşlanıyorum.

Bir yorum yazın

Back to Top