Jeff Friesen ve Tasarım Harikası Eserleri

Bugün sizlere uzun zamandır takip ettiğim birinden bahsetmek istiyorum: Jeff Friesen. Jeff, her ne kadar şahsen tanımasam da, fantastik bir insan. Bunu eserlerine dayanarak söylüyorum. Altı tane kitabı var ve hepsi de birbirinden güzel, esprili kitaplar. Onun da izniyle bu yazımda Jeff’in kitaplarına biraz daha yakından bakacağım.

Kitaplarının üç tanesi, beni tam kalbimden vuruyor: LEGO Micro Cities: Build Your Own Mini Metropolis (LEGO Mikro Şehirler: Kendi Küçük Metropolünüzü İnşa Edin, 2018), The LEGO Castle Book: Build Your Own Mini Medieval World (LEGO Kale Kitabı: Kendi Küçük Orta Çağ Dünyanızı İnşa Edin, 2019) ve The LEGO Engineer (LEGO Mühendis, 2022). Kitapların sayfalarını karıştırırken (dijital olarak da olsa), ister istemez bundan 20 yıl öncesine dönüyorum.

Jeff Friesen Kitaplar

Üniversitede mimarlık okudum, ama mimarlık çocukluğumdan beri hayatımın büyük bir parçasıydı. “Bir mimarın torunu, bir mimarın kızı, ve bir mimar” – babamın kitaplarından birinin önsözünde kendimden böyle bahsetmiştim. Durum bu olunca, bazı şeyler ister istemez daha fazla dikkatini çekiyor insanın.

Jeff’in kitaplarına bakarken, kendi kendime dedim ki, “Eğer eğitmenlerimden bir ya da birkaçı Jeff gibi olsaymış, herhalde okul çok daha keyifli olurmuş”. Sonra düşündüm… aslında vardı böyle biri. Sürekli yeni eğitim yöntemleri geliştiren, öğrencileri yermek yerine övmeyi seçen, dersleri daha keyifli hale getiren biri vardı. Koca bir okyanus içinde bir kum tanesi. Evet, belki eğitim sistemini değiştirmeyi başaramadı, ama ben dahil dokunduğu birkaç öğrenci oldu. Eğer derslerle ilgili birkaç iyi anım varsa, bu şüphesiz onun sayesinde.

Jeff Friesen Kale Kitabı
LEGO Kale Kitabı’ndan birkaç kale

Belki 50 yıl sonra olacak, belki 100, belki de 200. Ama LEGO Grubu’nun yetişkinlere yönelik setleri, eninde sonunda amaçlarına ulaşıp, insanların buna sadece bir oyuncak gözüyle bakmasının önüne geçecek. İşte o zaman, dünya çok daha keyifli bir hale gelecek.

Neyse, geçmişle geleceği bir kenara bırakıp, şimdiye dönelim, ve bakalım Jeff Friesen kimmiş, neler yapmış.

Jeff Friesen

Jeff Friesen, Kanadalı bir fotoğrafçı. Fotoğrafçılık dalında aldığı ödüllerin yanı sıra, eserleri pek çok dergide yayınlanmış, dünyanın dört bir yanında sergilenmiş. 52 yaşında ve hâlâ Kanada’da yaşıyor. Mikro şehirler kurma fikri, LEGO Skylines setlerini gördükten sonra ortaya çıkmış. Jeff, bu setlerin mikro binalar inşa etme konusunda bir dünya olasılık ortaya çıkardığını söylüyor.

LEGO Skylines serisinden San Francisco

Minyatür şehirlerin olduğu, yukarda bahsettiğim üç kitabın yanı sıra, uzay temalı bir kitabı (LEGO Space Projects: 52 Creative Models – Lego Uzay Projeleri: 52 Yaratıcı Model), bir Kanadalı’nın gözünden Amerika eyaletlerini anlatan bir kitabı (United States of LEGO: A Brick Tour of America – LEGO Birleşik Devletleri: Tuğlalarla Amerika Turu) ve ünlü sokak sanatçısı Banksy’nin eserlerini LEGOlaştırdığı bir kitabı var (Bricksy: Unauthorized Underground Brick Street Art – Bricksy: İzinsiz Gizli Tuğla Sokak Sanatı).

Jeff Friesen kitapları

Kişisel sayfasında başka oyuncaklarla çektiği resimleri bulmak da mümkün.

Mikro Şehirler

Jeff Friesen, mikro şehirleri yaparken yapım parçalarına farklı bir gözle bakıyor. Öyle de olmak zorunda, çünkü bir mikrofigürün heykel olarak kullanıldığı bir ölçekte standart yapım parçalarıyla şehir dokusunu vermek çok kolay değil. Kılıçlar ve tekboynuzlu at boynuzları, birden ağaç olarak karşımıza çıkıyor. Yeni ve eski mikrofigürleri, şehir meydanındaki heykeller olarak görmek mümkün. Teleskop aksesuarı, üzerine yerleştirilen elmas parçası sayesinde sokak lambası oluyor. Üç toplu dondurma ise birdenbire trenin bacasından çıkan dumana dönüşüyor.

Jeff Friesen - Şehir detayları

Jeff, Mikro Şehirler kitabında “Sınırlamalar yaratıcılık için iyi bir şey” diyor. “Yeni binalar tasarlamak için etkili yollardan biri, kafanızda belirli bir plan olmadan, bir miktar parça alıp onları farklı şekillerde birleştirmek. Serbest şekilde inşa ettiğiniz bu parçalardan ne kadar güzel tasarımlar çıkacağını asla bilemezsiniz.

Standart tuğla ve ince tuğla parçalarının yanı sıra, Jeff tasarımlarında bazı özel parçaları da kullanıyor. Teknik dişli çarklar, kimi zaman kubbe olarak karşımıza çıkıyor, kimi zaman da bir endüstri şehrinin dev çarkları olarak.

Jeff Friesen - Farklı doku örnekleri

Binalara doku vermek için de ilginç yollar seçmiş. Evet, hali hazırda dokulu olan tırtıklı yuvarlak tuğlaları, tuğla desenli 1×2 tuğlaları kullanıyor. Ama teknik parçaları üst üste koyarak, ya da tekerlek parçalarını birleştirerek yaptıklarını görünce hayran kalmamak elde değil.

Geleceğin Şehirleri

Jeff, geleceğin şehirlerini inşa etmek için geleceğin gelmesini beklemeye gerek olmadığını söylüyor. LEGO yapım parçalarıyla bunu bugün de yapabilirsiniz!

Jeff Friesen Tomorrowland

Tomorrowland, Googie tarzı mimarlığı yansıtıyor. Ne yalan söyleyeyim, benim ilk kez duyduğum bir tarz. Ama Jeff çok güzel bir şekilde açıklamış: “Eğer bina her an uzaya fırlayacakmış gibi gözüküyorsa, büyük ihtimalle Googie’dir.” Örnek olarak da Los Angeles havaalanındaki bir yapıyı vermiş.

Tomorrowland, teleskoplar ve kıvrımlı fayansların yardımıyla yapılmış, yerden yükseltilmiş yollara sahip. Trafik planlaması mantıktan çok estetik üzerine kurulu, Googie olan herşeyin olması gerektiği gibi. Cömertçe kullanılmış kıvrımlı parçalar, aerodinamik şekiller yaratıyor, ve şeffaf parçalarla yapılan camlar Tomorrowland vatandaşlarına şehri izleme fırsatı tanıyor.

Ütopya, Zaha Hadid adlı mimardan esinlenerek tasarlanan bir şehir. Zaha Hadid’in lakabı kıvrımların kraliçesidir, çünkü kıvrımsız bir tasarımını bulmak için epey uğraşmanız gerekir. Jeff de burada onunkilere benzer tasarımlar yaparak ideal bir şehir yaratmış.

Jeff Friesen Ütopya

Meraklıları bilir, uzayda kurulan kolonileri pek çok bilim kurgu romanı ve filminde bulmak mümkün. Dünyadan sıkılanlar için, bir de böyle bir tasarımı var Jeff’in. Gezegendeki yerçekiminin az olması, daha yüksek binalar inşa etmeye imkân vermiş. Tabii ki her uzay şehrinin olmazsa olmazı, dev çarklar ve mekanizmalar da var. İsteğe bağlı olarak saldırgan uzaylıları püskürtmek için lazer silahları da eklenebilir.

Jeff Friesen Uzay Şehri

Mühendislik Harikaları

Her LEGO projesi, bir mühendislik projesidir. Bir LEGO modelini hayal etmekten, bitmiş model haline getirmeye giden yol, bir mühendisin tasarım sürecinin aynasıdır. Mühendis problemi tanımlar, bir çözüm yaratır, ve sayısız test ve değişimle bunu geliştirir.

LEGO ile inşa edenler de her zaman tasarımlarını iyileştirmek için çalışırlar. Tıpkı mühendisler gibi, onların da fikirlerini gerçekleştirmek için bazı gereksinim ve kısıtlamaları vardır. Bir avuç tuğlayı birleştirirken, geometrisini, strüktürel sağlamlığını, ve mekanlar arasındaki bağlantıyı düşünmeniz gerekir. Elinizdeki kaynakları ve yeni parçalar edinmek için gereken bütçeyi göz önünde bulundurmalısınız. LEGO ile inşa ettiğiniz zaman, siz bir mühendissiniz.” (LEGO Mühendis kitabının önsözünden çevrilmiştir.)

Her ne kadar LEGO parçaları ile kendi yaratılarımı (MOC) yapmayı çok beceremesem de, Jeff’in söyledikleri benim okuduğum mimarlık bölümünde de geçerliydi. Belki yurt dışında daha farklıdır, ama biz bahsettiği herşeyi tasarımlarımızda uygulamak zorundaydık. Bina ayakta duruyor mu? Tasarladığın alanlar arasındaki bağlantılar nasıl? Estetik olarak göze güzel geliyor mu, yoksa hapishaneyi mi andırıyor? Evet, detaylı hesaplara girmezdik, ama projelerimizde bunlar hep aklımızın bir kenarındaydı.

LEGO Mühendis kitabı, diğerlerinden bir adım ileriye giderek, mühendislik yapıları hakkında da bilgiler veriyor. Kemerli ya da makaslı bir köprünün nasıl çalıştığını anlatıp, ondan sonra da bunu LEGO parçalarını kullanarak nasıl yapabileceğinizi gösteriyor. Doğruya doğru, o ölçekteki bir modelde bunun fazla bir önemi olmayabilir. Ama hepimiz biliyoruz ki, LEGO parçalarını kullanarak yapılan devasa modeller de var, ve bu bilgiler o modellerde gerçekten çok işe yarar.

Jeff Friesen LEGO Mühendis kitabından

Kitapta yapıların yanında, mühendislik harikası başka eserler hakkında da bilgiler var. Trenler, gemiler, denizaltılar, zeplinler, uçaklar ve roketler gibi. Hepsinin mikro ölçekte modelini yapmak için gereken talimatlar da, bu bilgileri izliyor.

Jeff Friesen LEGO Mühendis
LEGO Mühendis kitabındaki bazı araçlar

Düşünceler

Kitaplardan birinde mi okudum, yoksa okurken mi aklıma geldi hatırlayamıyorum, ama insan kendi şehrini kurarken bir yandan da onun öyküsünü yazıyor. İnsanlar nerede yaşıyor, nerede çalışıyor, ulaşım araçları neler, ve benzeri düşünceler geçiyor kafasından. Okuldayken de böyleydi, eğer yaptığım projenin bir senaryosu varsa, her zaman daha keyifle çalışırdım. Sonrasında öğrencilerime de benzer bir tavsiye vermiştim, “Tasarladığınız binanın içinde yaşayın” diye.

Jeff’in kitaplarına bakıp, bu yazıyı yazdıktan sonra, küçük bir mikro şehir yarattım. Sanırım herhangi bir yapım talimatına bakmadan yaptığım en büyük (!) model olabilir. Şehri yaparken, elimde mikro şehir yapmak için aslında ne kadar fazla parça olduğunu gördüm. Ve o küçük parçaları birleştirirken yavaş yavaş aklımda bir öykü oluştu. LEGO oyuncaklarının gücüne, yıllar sonra, bir kez daha şahit oldum. O şehri kuran kişi 40 küsur yaşında, mimarlık okumuş Pınar değil; 8 yaşında, minifigürlerine öyküler yazıp onlarla oynayan Pınar’dı.

Sizlerle de bu şehrimi paylaşmak istiyorum. Kim bilir, belki ben de birisine ilham verebilirim, Jeff’in bana yaptığı gibi.

BOLOC* Şehri

Dört kemerin üzerine kurulmuş olan şehre görkemli bir kemerden geçerek giriliyor. Şehir merkezindeki siyah yapı – buna siyah inci de diyebiliriz – şehrin odak noktası. Şehre özel pembe ağaçlarla çevrili. Yaşayanlar, sosyalleşmek için buraya geliyorlar. İncinin içinde bir müze, bir sinema ve bir de toplum merkezi bulunuyor.

Batı yakasında konutlar var. Şehrin mimarları farklı tarzlar ve renklerle deneyler yapmaktan hoşlanıyor. Binaların isimleri, renklerinden geliyor, Mercan Konutları, Yeşil Konutlar, ya da Mavi Konutlar gibi.

Doğudaki ticari kule, cam bir kubbenin üzerine kurulu. Kulenin her katında farklı mağazalar bulunuyor.

Endüstri bölgesi, şehrin güneyinde. Dev bir yel değirmeni şehrin enerjisini üretiyor. Onu çevreleyen binalarda ofisler ve depolar var. Endüstri bölgesinde yetişen garip bitkilerden çeşitli madenler çıkarılabiliyor.

Yine güneydeki Kafa Kulesi, şehir içi ve dışı iletişimi sağlıyor. Onun yanındaki Üç Renkli Kule, şehrin kullandığı suyu yağmur yoluyla toplayıp arıtıyor.

Her ne kadar günlük yaşam genellikle olaysız olsa da, şehir sakinleri zaman zaman onları birisinin izlediği hissine kapılmaktan kendini alamıyor…

* Şehrin adının anlamına buradan bakabilirsiniz.

Bitirirken…

Jeff Friesen, ister çocuk, ister yetişkin olsun, LEGO oyuncaklarını seven, onlarla bir şeyler yapmaktan hoşlanan herkesin hoşuna gidecek kitaplar yazmış. Bana sorarsanız bu kitaplar, mimarlık ve mühendisliğe ilgi duyanların, ya da bu dalda eğitim almış/alacak olanların da olmazsa olmazı. Gerçekten insanın önünde bambaşka ufuklar açıyorlar. İster basılı, ister dijital olarak, her LEGOseverin (ve mimarın!) kütüphanesinde olması gerekiyor bence.

Jeff’e bu yazıyı yazmama izin verdiği ve LEGO Mühendis kitabının dijital bir kopyasını gönderdiği için çok teşekkür ederim. Instagram hesabı olan @jeff_works sayfasına, ve kendi kişisel sayfasına bakmadan geçmeyin derim.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

 

Resimlerin büyük çoğunluğu Jeff Friesen’in kitaplarından alınmıştır. Kitap kapakları Amazon’dan, Los Angeles havaalanı binası Wikipedia’dan, San Francisco setinin resmi Brickset’ten yürütmedir. BOLOC Şehri resimleri bana aittir.

Kimisi çocukken Barbie bebeklerle oynar, kimisi de LEGO minifigürleriyle küçük dünyalar kurup, bu dünyaları büyüyünce de korumaya devam eder. Sanırım benim hangi gruba dahil olduğum belli :)

Bir yorum yazın

Back to Top