Antalya’nın ilk ve tek LEGO Store’u açıldı! Biz de tabii kaçırır mıyız, açılışa gittik. Sıcağı sıcağına sizlerle de bunu paylaşmak istedim. Benim için hem çok özel, hem de çok güzel bir deneyimdi çünkü. Lafı uzatmıyorum, başlıyorum LEGO Store Antalya açılış hikayesine.
Antalya’da LEGO Store açılacağını öğrendiğimden beri – ki bu yaklaşık bir ay öncesine denk geliyor – zaten bende bir heyecan var. Açılacağı için ayrı bir heyecan, evime yürüyerek 10 dakika uzaklıkta olduğu için ayrı bir heyecan. Açılışın bayramdan önce olacağını öğrendiğimde gün saymaya başladım, ve en sonunda Instagram’da duyuruldu: 19 Nisan Çarşamba günü saat 15.00’te açılış var.
LEGO hastalığımı bulaştırmış olduğum, çok yakın arkadaşım Banu’yla sözleştik, beraber gideceğiz. Saat 12 gibi buluştuk. Üç saatimiz var, ne yapacağız? Bir kahve. Biraz bir şey atıştıralım. Mağazanın önünden geçelim. Bir daha geçelim. Bir daha geçelim. Biz geçiyoruz da zaman geçmiyor! Otururken bir ara dev bir Emmet çıktı ortaya, çalışanlardan biri elinden tutmuş (inanılmaz tatlı bir sahne) dolaşıyorlar. Hadi onların arkasından gittik, birer hatıra fotoğrafı çektik. Açılışa 15 dakika kala da mağazanın önüne dikildik.
Heyecanla bekleyenlerin arasında sadece çocuklar olmadığını görmek çok mutlu etti beni. Yediden yetmişe bir sürü insan vardı. Son rötuşlar yapıldı, çalışanlar ve açılış için gelenler hep beraber fotoğraf çekti, ve kapı açıldı. İnsanların içeri girişini anlatmaya kelimeler yetmez, ama neyse ki video diye bir güzellik var :)
LEGO Store Antalya ve Ardından Düşündürdükleri
Bu benim gittiğim ikinci LEGO Store, ilki Kanyon AVM’dekiydi. Epey uzun zaman geçti üzerinden, ama oraya da ilk gittiğimde aklımı yitirdiğimi hatırlıyorum. Bu denli güzel bir şeyin benim ülkemde de olması çok sevindirmişti beni. LEGO Store sayfasındaki bilgiye göre Antalya’dakiyle birlikte toplam 7 tane mağaza açılmış, 3 tane İstanbul’da (Kanyon, Akasya AVM ve Hilltown AVM), 1 tane Ankara’da (AnkaMALL AVM), 1 tane İzmir’de (Hilltown AVM), 1 tane Adana’da (Optimum AVM) ve 1 de Antalya’da (TerraCity AVM). İlki hangisi bilemiyorum, ama aslında o kadar önemli de değil. Var mı, var.
Akıl yitirmek demişken… evet, gerçekten öyle oluyor. Belki açılışın verdiği sarhoşluk duygusu, belki o kadar insanın aynı anda aynı yerde olması, belki de o kadar farklı LEGO setini bir arada görmek. İnsan neye bakacağını şaşırıyor. Benim gözüme birkaç tane de artık üretilmeyen set çarptı, açılışa özel olarak onlardan da gelmiş. Küçüklü, büyüklü, farklı temalarda setler. Tabii ki kendi minifigürünü kendin yap bölümü. Bardağa doldurup alabileceğiniz parçalar. Sergilenen güzel modeller.
Sanırım sarhoşluğum hâlâ devam ediyor…
Tabii o hengâmede insan istediği gibi bakamıyor herşeye. Yani bir resim sergisine gittiğiniz zaman durup her resme tek tek bakarsınız. Farklı bir şeydir bu. Renkler, vermeye çalıştığı duygu… Ama ortalıkta zibilyon tane insan olunca, ve bunların önemli bir bölümü çocuk olunca, ne baktığınız resmi anlarsınız, ne bulunduğunuz ortamı. Her ne kadar bunu bir dezavantaj gibi söylüyor olsam da, aslında bu da çok gururlandırıcı bir şey benim için. İnsanların LEGO Store’a böylesine ilgi göstermesini görmek yani.
Evet, LEGO Store’u bir resim sergisine benzetiyorum. Durup düşündüğüm zaman bana hissettirdiği bu çünkü. Ve işin güzel yanı, hemen yanı başımda bu sergi. Ne zaman istersem gidebilir, yeni bir “resim” sergilendiğinde ilk görenlerden biri olabilirim.
Aaa? O da kim?
Açılışın en güzel yanlarından biri, Burak’la tanışmak oldu benim için (Türkiye’nin ilk ve tek tanınan LEGO blogunun sorumlusu). Zamanında, kendi bloguma başlamadan önce bana çok yardımcı olmuştu. Açılışa geldiğini öğrendiğimde hem şaşırdım, hem de sevindim. Ayaküstü lafladık biraz. İnsan her zaman kendisine ilham veren kişilerden biriyle tanışma fırsatını yakalayamıyor ne de olsa. Hoş ben o sırada 1.5 saattir LEGO setlerine bakıp, bir yandan da hesap yaptığım için biraz mal gibiydim ama, umarım mazur görmüştür beni. Onunla birlikte bu güzel mağazada emeği geçen birkaç kişiyi de görme şansım oldu.
Sonuç olarak, çıktığımızda adımızı sorsanız bilemeyecek bir haldeydik, ama yüzümüzde bir gülümseme vardı. Hayır, düzeltiyorum, bildiğiniz 32 diş sırıtıyorduk ikimiz de. Evet, aldığımız setlerin de bunda bir katkısı olabilir, ama bence o setler olmasaydı da – tabiri caizse – ayran budalası gibi ayrılırdık mağazadan. O kadar keyif verici bir yer olmuş.
Hayırlı olsun Antalya, senin de bir LEGO Store’un var artık. Bu tarafa yolu düşen olursa haber versin, beraber gezelim resim sergimizi!
Daha fazla resim ve video için Instagram sayfasına beklerim!
Kimisi çocukken Barbie bebeklerle oynar, kimisi de LEGO minifigürleriyle küçük dünyalar kurup, bu dünyaları büyüyünce de korumaya devam eder. Sanırım benim hangi gruba dahil olduğum belli :)
